Ege Adaları
Avrupa'da uygarlığa açılan yol;
M.Ö. 2000’den önce dışarıdan gelen kültürlere karşı yalıtılmış durumda olan Avrupa artık Akdeniz Kıyıları, Asya ve Mısır ile giderek artan temaslar kurmaya başlamıştı.
Böylelikle Akdeniz Kıyıları ve Ege Adalarında Avrupa’nın uygarlaşmış geleceğine doğru ilk adımlar atılacaktı.
Ege Denizi’nde bulunan onlarca ada ve kısa deniz yolları, iletişimi iç bölgelerdeki topraklara göre daha kolay hale getiriyordu.
Ege kültürel bir toplayıcı ve dağıtıcı haline gelerek dışarıdan buraya gelen etkiler çevrede hemen dolaşıma çıkıyor, kısa sürede Batı Akdeniz ve Karadeniz’e kadar ulaşıyordu.
Deniz ulaşımı sadece kış aylarında zordu.
Bu elverişli ortam ticaretin gelişmesine ve dillerin hızla yayılmasına olanak sağlıyordu.
Gerçek bir uygarlığın kabul edilen tüm özelliklerini taşıyan Minos Uygarlığı Girit Adası'nda bulunuyordu. Bu adada Yakın Doğu ve Mısır Uygarlığının izlerini görmek mümkündü.
Anıtsal Yapılar, toplumsal örgütlenme ve okuryazarlık gibi uygarlaşmanın diğer özelliklerini taşıyan Minos Uygarlığının etkilerini bulunduğu bölgede birkaç yüzyıl buyunca sürdürdüğü biliniyor.
Avrupa’nın en eski yazısı Minos Uygarlığına ait ve İdari ve muhasebe amaçlı tabletler kullandılar. Minos Uygarlığı’nın Kil tabletleri Asya’dan, mimari fikirleri yada tablet kullanma fikrini Mısırdan öğrenebilecekleri düşünülüyor.
Zamanla Ege Adalarında kurulan diğer uygarlıklarla birlikte bölge içindeki ulaşım, biraz daha uzak mesafeli ekonomik ve kültürel alışverişe olanak sağlayacaktı.
Bu durum Avrupa’nın geleceğini etkileyecek, coğrafi açıdan diğer uygarlıklarla verimli bir ilişki kurmasını sağlayacaktı.
Antik çağdan bugüne Avrupa Tarihi M.Ö. 2 binyıl sona ermeden önce Avrupa'nın uygarlaşmış geleceğine doğru bir hamle başladı.
Zeytin hattının güneyinde,Akdeniz kıyıları boyunca ve bu denizde yer alan adalarda geleceğin tohumları artık tomurcuklanıyordu.
Ege, kültürlerin buluşma yeri olarak özel bir öneme sahipti.
Bu denizde yer alan onlarca ada ve kısa deniz yolları, iletişimi kuzeydeki iç topraklara göre daha kolay hale getiriyordu.
Ege kültürel bir toplayıcı ve dağıtıcıydı; dışarıdan buraya ulaşan etkiler çabucak çevrede dolaşıma çıkıyordu.
Çok geçmeden bu etkiler Batı Akdeniz ve Karadeniz'e de ulaşacaktı. Deniz ulaşımı sadece kış aylarında çok zorlaşıyordu.
Böyle elverişli ortamda doğal olarak ticaret gelişti ve diller çabucak yayıldı.