Büyük İskender
İskender, geleneksel olarak "Büyük" diye adlandırılan tarihi şahsiyetlerden biri oldu. Adını kuşatan efsaneler binlerce yıl boyunca ilahlaştırılmasına yol açtı.
İyi bir asker ve fatih olmasına rağmen bunlardan çok daha fazla meziyete sahipti.
Tutkulu bir helen olarak Akhilleus'un soyundan geldiğine inanıyor ve çıktığı seferlerde Homereos'un eserinin çok değerli bir kopyasını yanında taşıyordu.Aristo'dan ders almıştı.
Cesur ancak bazen amansız bir asker, kurnaz bir komutan ve insanları çok iyi yöneten bir liderdi.
Hükümdarlarını devirdiği halklara sempatiyle davranıyordu.
Buna karşılık çok şiddetli ve zalimde olabiliyordu; sarhoşken bir kavgada arkadaşını öldürdüğü söyleniyordu.
Babasının öldürülmesine göz yumduğu da düşünülmektedir.
Açık olan bir şey varsa oda dünya tarihi üzerindeki kuşkuya yer bırakmayan etkisidir.
M.Ö. 334'te Asya'ya geçtikten on yıl sonra henüz 33 yaşında Babil'de öldüğünde tarih yazmıştı.
İskender'in insanı hayrete düşüren bir başarı karnesi vardı.
M.Ö.333'te Küçük Asya'da (Anadolu) İssus Savaşı'nda Persleri yendikten sonra, Pers İmparatorluğu toprakları boyunca ilerledi.
Önce güneye yürüyüp Suriye üzerinden Mısır'a, ardından kuzeye ve doğuya dönüp Mezopotamya'ya girdi.
İskender yoluna devam ederek İran ve Afganistan içlerine girip Ceyhun Nehri üzerinden Semerkand'a kadar gitti. Seyhun Nehri üzerinden bir şehir kurduktan sonra Hindistan'ı işgal etmek üzere güneye indi.
Pencap'ın içlerine kadar gidip, İndus Nehri'ni yaklaşık iki yüz kilometre aştığı sırada , yorgun generalleri İskender'i dönmeye ikna etti.
İndus boyunca korkunç bir geri dönüş yolculuğu başladı.
Basra körfezinin kuzey kıyısı boyunca süren yolculuk, İskender'in 323'te öldüğü Babil'de son buldu.
Bu kısa ömür basit anlamda fetih yapmanın çok ötesine sahipti. İskender'in "İmparatorluğu" Yunan tesirini, daha önce hiç yaşamadığı bölgelere taşıdı.
Çoğu kendi ismini taşıyan şehirler kurdu (hala İskenderiye ismini taşıyan çeşitli şehirler bulunmasının yanı sıra , adında onun varlığını saklayan başka şehirlerde vardır)
Gerek yunanlıların gerek diğer halkların yaşadığı topraklarda Yunan fikirlerini ve standartlarını ne kadar uzaklara yaydığı zamanla bunların etkilerinin hissedilmeye başlamasıyla görülecekti.
İşte bu nedenle "Helenizm" ve "Helenistik" kelimeleri, gerek İskenderin ölümünü izleyen çağ gerek imparatorluğun kapladığı alanlar için kullanıldı (bu alan kabaca batıda Adriyatik denizi ve Mısır'dan doğuda Afganistan dağlarına kadar uzanıyordu.)
J.M. ROBERTS'in Avrupa Tarihi adlı kitabının 71 ve 72'inci sayfalarından alıntıdır.